Halk arasında gebelik zehirlenmesi denilen preeklampsi, anne ve bebeğin sağlığını tehdit ediyor. Gebeliğin 20 haftasından sonra ortaya çıka...
Halk arasında gebelik zehirlenmesi denilen preeklampsi, anne ve bebeğin sağlığını tehdit ediyor.
Gebeliğin 20 haftasından sonra ortaya çıkan, idrarda protein atımı ve-veya ödem ile birlikte görülen hipertansiyona preeklampsi deniyor.
Preeklampsinin kendi içinde hafif, orta, şiddetli preeklampsi ve eklempsi olarak 4 sınıfa ayrıldığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Alper Mumcu, "Preeklampsinin görülme sıklığı yüzde 10, şiddetli preeklampsi yüzde 1 oranındadır. En ağır formu olan eklempsi ise 1.000 gebelikten birinde görülür" diyor.
Çok genç ya da 35 yaşın üzerinde hamilelik yaşayanlarla, çoğul gebeliği olanların risk grubunda bulunduğunu söyleyen Dr. Mumcu, hastalığa neden olan diğer faktörleri anlattı, gebelik zehirlenmesinin anne ve bebeğe etkileri hakkında bilgi verdi.
"Daha önceden preeklampsi öyküsü olanlar, diyabet, böbrek hastalığı gibi sistemik hastalığı olanlar, obstetrik problemleri olan hastalar preeklempsi açısından risk altınadır. Nedeni tam olarak bilinmediği için ileride preeklampsi gelişip gelişmeyeceğini önceden saptamak pek mümkün değildir. Ancak bu konuda çalışmalar devam etmektedir.
ANNEDE BEYİN KANAMASI VEYA KALP YETMEZLİĞİ YAPABİLİR
Böbrek süzücü sistemindeki hasara bağlı olarak idrarla protein kaybı başlar, bu da ödemi beraberinde getirir. Ödem tek başına bir kriter değildir. Normal gebelerin yüzde 30 kadarında saptanabilirken, yüzde 40 kadar preeklampsili kadında ödem saptanmaz. Preeklampsili bir kadında sara nöbeti şeklinde kasılmalar ve nöbetler saptanırsa bu, preeklampsinin en ağır formu olan eklempsi adını alır. Çoğu zaman hafif preeklampsi bir belirti vermez, rutin kontroller sırasında fark edilir. Ellerde ve ayaklarda şişmeler, yüzüklerin dar gelmesi en sık rastlanılan şikayetir. Özellkle sabahları uyanıldığında yüzde ve göz kapaklarında şişme ilk belirti olabilir.
Yüksek tansiyon, annede kasılmalara, beyin kanamasına ve körlüğe neden olabilir. Böbreklerdeki hasara bağlı olarak böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir. Karaciğer ile onu çevreleyen zar arasında kanama meydana gelebilir, bu tablo karaciğerde yırtılmaya yol açabilir. Kalp yükündeki ani artışlar kalp yetmezliği ile sonuçlanabilir. Akciğer ödemi tabloya eşlik edebilir. Yine anne kanında pıhtılaşma bozukluğuna bağlı olarak dissemine intvavasküler koagülasyon adı verilen ölümcül tablo görülebilir.
BEBEKTE GELİŞME GERİLİĞİ NEDENİ OLABİLİR
Bebekte ise en sık karşılaşılan sorun gelişme geriliğidir. Şiddetli preeklampsisi olan kadınlardan doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 55'inde gelişme geriliği saptanır. Yine bu tür annelerde erken doğum daha sık görülür. Bebeğin eşinin zamansız ayrılması neticesinde bebek ölümleri nadir değildir."
Preeklampsinin hem nedeni hem de önlenmesine yönelik pekçok araştırmanın devam ettiğini belirten Dr. Mumcu, preeklampside vitamin takviyeleriyle ilgili çalışmalar hakkında ise şunları söyledi:
"Gebelik zehirlenmeleri ile ilgili olarak ve her geçen gün yeni bilgiler elde edilmektedir. 1990'lı yıllarda bu hastaların dolaşımında serbest oksijen radikallerinin saptanması nedeniyle, durumu tetikleyen şeyin, oksidasyonla ilgili olabileceği ileri sürülmüş ve E vitamini gibi antioksidanların hastalığın ortaya çıkışını engelleyebileceği iddia edilmişti.
Ancak geniş kapsamlı bir çalışma, durumun sanıldığı gibi olmadığını ortaya koydu. ABD'de 10.000 den fazla kadının katıldığı bu çalışmanın amacı, gebeliğin erken dönemlerinde alınan C ve E vitamini desteğinin, ortalama riske sahip gebe kadınlarda, gebeliğe bağlı yüksek tansiyon riskini azaltıp azaltmadığını saptamaktı.
Daha önceden bu vitamin desteğinin yararlı olabileceğini ileri süren küçük hasta sayısına sahip çalışmaların aksine bu çalışma, C ve E vitamini alınmasının gebeliğe bağlı yüksek tansiyon riskini azaltmadığını açıkça ortaya koydu. Çalışmada ilk bebeklerine hamile olan 5000 kadına günde 1000 miligram C vitamini ile 400 IU E vitamini desteği verilirken, aynı özelliklere sahip 5000 kadına da içinde hiçbir etken madde içermeyen plasebo yani boş ilaç verildi.
GEBELİĞE BAĞLI ANNE ÖLÜMLERİNDE ETKİLİ
Sonuçta her iki grup arasında yüksek tansiyon gelişme oranları açısından bir fark olmadığı ortaya çıktı. Çalışmayı yapan bilim adamları, bu sonuçların gebe kadınların günlük vitamin almaktan vazgeçmeleri gerektiği şeklinde yorumlanmamasını, aksine gebeler için üretilen vitaminlerin alınmasının yararlı olabileceğini belirtmektedirler.
Gebeliğe bağlı yüksek tansiyon anne ölümlerinin oldukça önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu tür durumların önüne geçilmesinde en etkili yöntem, dengeli beslenmenin yanı sıra gebelik süresince düzenli olarak kontrollere gitmek ve doktorun önerilerine uymaktır. Takip altında olunduğu sürece preeklampsi sanıldığı kadar korkulacak bir durum değildir."
Kaynak:Ntvmsnbc
Gerçekten sıkıntılı bir rahatsızlıklık tansiyonun önüne geçmek için tuz tüketimini azaltmak gerekiyor
YanıtlaSil