Kadınlar neden ayakkabı düşkünü?
Ayakkabının kadınların hayatındaki yeri bir başka! Her  kadının gardırobunda en az 7-8 çift ayakkabı vardır. Ünlüler dünyasında ise sayı  yüzlere, hatta binlere çıkıyor. Kadınların ayakkabı tutkularını araştırdık. İşin  derinlerinde, çocukluğumuzda hayallerimizi süsleyen kırmızı rugan ayakkabılar da  var, modanın dayatması da.
 Ne zaman üç beş kadın bir araya gelse ve alışverişten  konuşsa, konu döner dolaşır ayakkabı mağazalarına ve ayakkabılara gelir.  'Köşedeki mağazada bir ayakkabı gördüm, onu mutlaka almalıyım' gibi cümleler  havada uçuşur.
 Çizme, babet, rugan, spor, sandalet, convers derken de  her kadının gardırobunda en az 7-8 çift ayakkabısı olur. Tabii bu sayı çoğunda  daha fazladır ve sorulduğunda sayısını kendi bile hemen hatırlayamaz. Öyle ya,  hepsinin yeri ayrıdır, hepsi ayrı kıyafetin tamamlayıcısıdır! Yani ayakkabı  almak için bahanemiz boldur.
 Biz kendi kendimizce sebepler üretmeye devam edelim, şu  bir gerçek ki; ayakkabı tutkusu kadınların en büyük zaaflarından biri. Her kadın  kendisine ve bütçesine uygun yerleri buluyor, alışverişini yapıyor. Tabii  hiçkimse, ünlüler dünyasındaki kadınlara yetişemiyor çünkü onlarda iş çığırından  çıkmış desek yeri.
 Yüzlerce çift ayakkabıları var
 Geçtiğimiz günlerde İngiliz oyuncu Kelly Brook'un  ayakkabı hastalığını konu alan haberler magazin sayfalarını epeyce süslemişti.  Brook, bin çift ayakkabısı olduğunu ve ayakkabılarına 1 milyon dolardan fazla  ödediğini açıklamıştı. Onun ayakkabı takıntısı, kadınlardaki ayakkabı tutkusunun  uç bir örneği gibi görünse de ülkemizde de ayakkabılarına neredeyse servet  ödeyen ünlüler var. Hatta birçoğu, ayakkabıları için özel oda bile  yaptırıyor.
 Örneğin sanatçı Bülent Ersoy, bu konuda dünya  starlarıyla yarışacak bir isim. Öyle ki Ersoy, kendisine kaç ayakkabısı olduğu  sorulduğunda, 'Ayakkabılarımın tek bir eve sığması mümkün değil. Sadece  ayakkabılarımı koymak için bir ev tutsam bile bazıları dışarıda kalır.  Sayılarını dahi bilmiyorum.' cevabını vermişti.
 Yine sanatçı Ebru Gündeş, en büyük zevkinin ayakkabı  koleksiyonu yapmak olduğunu, yaklaşık bin çift ayakkabısının olduğunu  söylemişti. Özgü Namal, Demet Akalın, Pınar Altuğ, Zeynep Beşerler de ayakkabı  sevdalısı ünlülerden bazıları. Peki, kadınlar neden ayakkabıya bu kadar  düşkün?
 Moda ayakkabıyı, tüketiciye özel ürün olarak  sundu
 Modacı İdil Tarzi, moda sektörünün kurulduğu ilk günden  beri, moda ürünler içinde ayakkabı ve çantanın tüketicilere özel ve pahalı  nesneler olarak sunulduğuna dikkat çekiyor.
 '150 yıllık moda tarihi olan Paris ve İtalya gibi  şehirlere baktığımızda, bu ürünler kadın için giysiyi tamamlayan, stil duruşunu  belirleyen önemli aksesuarlardır.' diyor.
 Yani kadınlar ayakkabıyı, ihtiyaç olduğu kadar  şıklıklarını tamamlayan bir aksesuar olarak görüyor. İdil Tarzi'ye göre, bu  'özellik' içinde sunulan ve pazarlanan bu ürünleri, kadınlar da aynı 'özellik'  içinde tüketiyor ya da tüketme isteği duyuyor.
 Tarzi, bilinçli giyinen, üzerinde taşıdığı giysi ve  aksesuarların kendisiyle etrafındaki kişiler arasında iletişim kurduğunun  farkında olan kadınların gardıroplarında 10 değil, 50 çift ayakkabı olmasını da  normal karşıladığını söylüyor ama şunu da ekliyor: 'Tabii, bu görüşü ekonomik  dengelere göre yorumlamıyorum, bir moda vizyonu içinde görüşlerimi  paylaşıyorum.'
 Şıklığı önemsemeyen bir kadının bile tek lüksü  olabiliyor
 Sinem Demir, (Klinik psikolog): Kontrolün kaybolduğu  düzeyde alışveriş yapmanın psikiyatrik bir tanısının olup olmayacağı, uzmanlarca  tartışılan bir konu. Yapılan bazı araştırmalarda, aşırı derecede kıyafet  alışverişi yapan kişilerde depresyon ve anksiyete düzeyleri ortalamanın üzerinde  bulunuyor. Bu kişiler, aşırı borçlanma gibi olumsuzluklarla karşı karşıya  kalabiliyor.
 Spesifik olarak ayakkabılara aşırı düşkünlük ise farklı  sosyoekonomik düzeyde kadınlarda gözlenebiliyor. Öğretmen maaşıyla geçinen,  aşırı savurganlık tutumu olmayan, hatta güzel giyinmeyi çok fazla önemsemeyen  bir kadının bile tek lüksü 'ayakkabı tutkusu' olabiliyor. Kadınlardaki bu tutku  aslında ilk çocuklukta kendini gösteriyor.
  Küçük Emrah'ın filmlerdeki hasta kız kardeşinin  hayali olan 'kırmızı rugan ayakkabı', filmden haberi olmayan pek çok kız  çocuğunun hayalini süslerdi. Ancak kadınların alışveriş tutkusunu, özellikle  ayakkabı alışverişini 'tamamen ve fazlaca dişi' görerek reddetmenin ise farklı  boyutları olabilir. Bu, doğrudan 'dişi' olana tepkiye dönüşebilir. Çoğunluk  kadınlarda olsa da aşırı alışveriş, erkeklerde de görülebiliyor.
 Kaynak:Zaman.com.tr
 
