Aç kalmadan da zayıflanabilir!
Telaşlanmayın, çünkü ideal kilonuza kavuşmanız için  ağır ve sıkıcı diyetlere ihtiyacınız olmayacak. Fit bir vücut için yapmanız  gereken tek şey; 'yeterli' ve 'dengeli" beslenmek! Üstelik aç kalmadan, sıkıcı  listelere bağlı yaşamadan!  Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, fazla  kilolarınızdan kurtulmak için neler yapmanız ve nelerden kaçınmanız gerektiğini  anlatıyor.
Besinleri yavaş çiğneyin
Zamanınız olmasa bile tabaktaki yemekleri hızlı  yemekten vazgeçin. Ana öğünleriniz en az 15 – 20 dakika sürmeli. Çünkü beynin  'tokum' sinyalini vermesi için yaklaşık bu kadar süreye ihtiyacı var. Eğer  besinleri hızla çiğnerseniz kontrolünüzü yitirerek bu süre içinde daha fazla  yemek tüketme riskiyle karşı karşıya kalırsınız.
Her öğünden önce su için
Her gün 1.5 – 2 litre su içmeyi alışkanlık haline  getirin. Gün içinde düzenli olarak tüketeceğiniz su metabolizmanızı hızlandırmak  gibi önemli bir işlev üstleniyor. Ancak bu özelliğinden faydalanmak için suyu  gün içine yayarak içmeniz şart. Eğer akşam su içmediğinizi fark edip bolca  tüketmeye kalkarsanız, sık sık tuvalete gitmek dışında hiçbir değişiklik  sağlayamazsınız. Bu nedenle her öğün öncesinde bir bardak su içmelisiniz.  Böylece hem açlık hissinizi azaltarak gereksiz atıştırmalardan korunmuş, hem de  günde en az 6 bardak su içmeyi garantilemiş olursunuz. Yemek yerken su  tüketiminden ise kaçının, aksi halde mide hacmini artırmış olursunuz ki bu da  daha fazla besin tüketmeniz anlamına geliyor. Yemekten sonra su içmek için en az  1 – 1.5 saat geçmiş olmalı. Çünkü mide boş iken su, doğrudan bağırsaklara  karışıyor ama besinle karıştığında mideyi genişletmekten başka bir işlev  üstlenmiyor.
Sebzeye ağırlık verin
Ana öğünlerinizden birinin mutlaka sebze ağırlıklı  olmasına dikkat edin. Böylelikle hem bağırsakların daha hızlı çalışmasını  sağlar, hem de daha az kalorili bir menüye sahip olursunuz. Örneğin ana  öğününüzde et ve makarna yerseniz sebzeden çok daha fazla enerji alabilirsiniz.  Ancak sebzeler bir porsiyon ete göre neredeyse dörtte biri kadar enerjiye sahip  olsalar da, hemen hemen aynı derecede tokluk sağlarlar. Örneğin etin sindirimi 3  – 4 saat sürüyorsa, sebzenin sindirimi 2 saat kadar sürer. Fakat sebzeyi bir  dilim ekmekle desteklerseniz, etli menü kadar uzun süre tok kalabilirsiniz. Bu  nedenle gün içinde minimum 2 -3 porsiyon sebze, yine aynı oranda meyve almayı  alışkanlık haline getirin.
Porsiyonlarınızı küçültün
Meyvede bir porsiyon derken, aklınıza dolu bir tabak  gelmesin. Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit bir porsiyonun 50 kalori olduğunu,  bunu da yarım muz, büyük bir mandalina, küçük bir elma veya ayvanın dörtte biri  ile alabileceğimizi belirtiyorlar. Sebzelerde de, 4 yemek kaşığı bir porsiyona  karşılık geliyor.
Tatlılara 'ambargo' koyun!
Gün içinde yeteri kadar karbonhidrat tüketmediğimizde  enerji ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Bunun sonucunda da beynimiz bize 'tatlı'  yememizi emrediyor. Biz de 'krizim tuttu' diyerek tatlılara saldırmaya  başlıyoruz. Oysa tatlı ihtiyacımızı önlemenin tek yolu düzenli beslenmek ve  enerjiyi dengeli bir şekilde almaktan geçiyor! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek  Cirit, şeker gibi basit karbonhidrat grubunda yer alan besinleri haftada 1, en  fazla 2 kere tüketmenizi öneriyor. Çünkü tatlı yediğinizde 300 -350 gibi yüksek  bir kalori alırsınız ama kan şekeriniz hızla yükselip tekrar düştüğü için yarım  saat sonra tekrar acıkırsınız. Bunun aksine bol peynirli kepekli sandviç  yerseniz neredeyse 3 saat boyunca tok kalabilirsiniz. Gün içinde 2 – 3 porsiyon  meyve yediğinizde de tatlı krizinin önüne geçebilirsiniz. Eğer canınız tatlı çok  çektiyse, baklava ve şekerpare gibi kalorisi bol tatlılar yerine, daha az kalori  içeren sütlü tatlıları tercih edin.
Çeşitli beslenin!
Besinleri sadece kalori veren maddeler olarak  düşünmeyin. Vücudumuzun iyi enerji harcaması, günlük işlerini yerine  getirebilmesi ve aynı zamanda sağlıklı olarak hayatına devam edebilmesi için  ihtiyacı olan besin öğelerini bize gıdalar verir. Tüm besin öğelerini içinde  bulunduran tek bir besin olmadığı gibi aynı besin grubunda yer alan besinlerin  de içeriği farklılık gösterir. Kilo vermeye de çalışsak, kilomuzu korumaya da  çalışsak çeşitli beslenmeyi ihmal etmemeliyiz.
Yağları 'yasak' listesine almayın!
Kilo vermek uğruna yağdan vazgeçmeyin. Çünkü yağlar  sindirimi en uzun süren grup oldukları için yemeklere ilave etmezseniz tokluk  süreniz kısalır, siz de kendinizi yine sofra başında bulabilirsiniz. Fakat çok  hareketli bir yaşantınız yoksa, et, peynir ve yoğurt tüketirken zaten  vücudunuzun ihtiyacı kadar aldığınız için doymuş, yani katı yağlardan kaçının.  Gün içinde yemeklere katacağınız sıvı yağ miktarı 4 – 5 tatlı kaşığını  geçmemeli. Bunun için de 4 – 5 su bardağı ile yapacağınız çorbaya yarım yemek  kaşığı, bir kiloluk sebze yemeğine de yarım çay bardağı, salatalara da 1 tatlı  kaşığı kadar sıvı yağ eklemeniz yeterli gelecektir.
Karbonhidrattan vazgeçmeyin
Kilo vermeye karar verdiğimizde çoğumuzun yaptığı ilk  şey, 'karbonhidratlı besinleri sofradan kaldırmak oluyor. Oysa hem yeterli  beslenmek hem de midemizin tok kalması için günlük enerji ihtiyacımızın yüzde 50  – 60'ını karbonhidrat kaynaklı besinlerden sağlamamız şart. Bu da günde 300 –  350 gr karbonhidrat anlamına geliyor. Diyelim ki et ve yanında da bolca salata  yediniz. Karbonhidrat içeren besin tüketmezseniz vücudunuz ihtiyaç duyduğu  'enerjiyi' alamadığı için 1 – 1.5 saat sonra acıkmaya başlarsınız. Bunun aksine  yanında karbonhidrat içeren bir besin tüketirseniz en az 2 – 2.5 saat tok kalır,  bu sayede bir sonraki öğüne kadar gereksiz şeyler atıştırmazsınız. Dolayısıyla  her öğünde karbonhidrat içeren besinlere mutlaka yer verin. Ancak seçiminiz kan  şekerini hızla yükseltmedikleri için lif içerenlerden yana olmalı. Örneğin pilav  ya da patates yerine, sindirimleri nispeten daha uzun süren, böylece kan  şekerini hızla yükseltmeyen kepek ekmeğini, tam buğday makarnasını, kuru  baklagilleri veya bulgur pilavını tercih etmenizde fayda var. Tabii her öğünde  karbonhidrat içeren besinleri 3 – 4 yemek kaşığını geçmeyecek miktarda yemeniz  gerektiğini de unutmayın!
Öğün atlamayın
Zayıflamanın öğün atlamaktan geçtiği yolundaki hatalı  bilgilerle hareket etmeyin. Çünkü aç kaldığınızda vücudunuz bunu bir tehdit  olarak algılıyor ve ihtiyaç duyulan enerjiyi yağ dokusundan almaya başlıyor.  Fakat vücut uzun süre açlıktan sonra yağ deposundan sağlanan bu enerjiyi, öğün  tüketilmesi ile beraber besinlerle gelen enerjiyi tekrar yağ dokusuna geri  gönderiyor, hem de fazlasıyla. Bu da kilo verememenize, hatta kilo almanıza yol  açıyor!
Dolayısıyla kahvaltıyı uyandıktan sonra en geç 1 saat  içinde yapmalı ve sonraki öğünleri 2 – 4 saat sonra olacak şekilde  planlamalısınız. Bunun için her gün 3'ü ana öğün olmak üzere günde en az 5 – 6  kez beslenin. İsterseniz, ara öğün sayısını 4'e bile çıkarabilirsiniz. Bu sayıyı  kahvaltı saatinize göre belirleyebilirsiniz. Örneğin kahvaltınızı saat 7.00'de  yapıyorsanız, ana öğünden önce mutlaka bir ara öğününüz olmalı. Ancak sofraya  saat 10.00 gibi oturuyorsanız, bu durumda 2 – 3 saat sonra öğle yemeğine  geçebilirsiniz.
Sofraya geç saatlerde oturmayın
Yoğun iş temposu nedeniyle bunu başarmak pek kolay  olmasa da akşam yemeğini çok geç saatlere bırakmamaya çalışın. Akşam saat 19.00  gibi sofraya oturabiliyorsanız, çok şanslısınız. Ancak bu mümkün değilse ve  diyelim ki saat 24.00'te yatağa gireceksiniz, hiç olmazsa yatmadan en az 4 saat  önce akşam öğününü tamamlayın ki hareketsiz kaldığınız için kaloriler  vücudunuzda depolanmasın. Akşam yemeğinde ağır yemekler yerine kalorisi az ve  sindirimi kolay hafif yemekleri tercih edin! Eğer geç kalmışsanız, akşam  yemeğini atlamayı bir çözüm olarak da görmeyin. Çünkü öğünü tamamen atlarsanız  yetersiz beslenmiş olur ve vücudunuz uzun süre aç kalacağı için bazal  metabolizmanızın hızının düşmesine yol açabilirsiniz.
Kızartmayın, haşlayın…
Fazla kilolarınızdan kurtulmak için besinlerinizi  pişirme şekline de dikkat etmelisiniz. Kızartmaları ayda bir veya iki kez ile  sınırlamalı, bunun yerine haşlama veya fırında pişirme şekillerini tercih  etmelisiniz. Eğer patates kızartmasını çok veriyorsanız, baharatlandırarak  fırında elma patates şeklinde hazırlayabilirsiniz.
Proteini abartmayın
Protein tüketiminde aşırıya kaçmayın. Çünkü bol protein  almak aynı zamanda 'yağlı' beslenmek anlamına geliyor. Çok yağlı beslenmek de  metabolizmanın hızlı çalışmasına engel oluyor. Bu nedenle günlük besin  ihtiyacınızın sadece yüzde 18'inin proteinden oluşmasına özen gösterin. Fazla  protein alımının böbrekleri yorduğunu da unutmayın.

